Son Yayınlar

 Yapay zekâ (AI) son yıllarda çok ilerleme kaydetti; web sitelerini dönüştürdü ve interneti kullanma şeklimizi değiştirdi. Yapay zekâ kullanarak birbirinden etkili, verimli ve eğlenceli platformlar oluşturmuş 10 web sitesini inceleyelim;

1. Texti.app

Kullanımı oldukça pratik olan bu web sitesi sayesinde gereksiz bilgilerle dolu sayfalar arasında kaybolmayacaksınız. İhtiyaç duyulan bilgileri vakit kaybetmeden bulmada oldukça başarılı olan bu site internette daha etkili bir arama yapmanız için yapay zekayı kullanır. Bir anahtar kelime ya da kelime öbeği yazdığınızda Texti.app ilgili makalelere bakmaya başlar, hangisinin sizin için en iyisi olduğuna karar verir ve siz de zaman kaybetmeden hedeflediğiniz bilgilere ulaşırsınız.

2. Poised

Topluluk önünde konuşma becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız bu site size hitap edebilir. Konuşmalarınızın daha ikna edici ve iddialı olmasını sağlamak için çözümler sunar. İster sunum yapmak gibi resmi konuşmalar olsun, ister resmi olmayan konuşmalar olsun daha iyi bir konuşmacı olmanıza yardım edecek bir araçtır.

3. AssemblyAI

AssemblyAI, ses ve video dosyalarını metne dönüştürmek için tasarlanmış bir araçtır. Alt yazılar ve alt yazılar için daha sonra herhangi bir medya formatında kullanılabilecek dökümler oluşturmak içindir. Bu aracı kullanmak için dönüştürmek istediğiniz dosyanın adını ve kaydedilmesini istediğiniz konumu giriyorsunuz ve uygulama başlıyor. Transkriptinizin ilerlemesini etkileşimli bir zaman çizelgesinde görüp tamamlanmadan önce de ön izleme yapabiliyorsunuz. Aynı anda yalnızca bir dosya işleyebildiği için dönüştürülmesi gereken birden fazla dosyanız varsa tek tek tamamlanmasını beklemeniz gerekiyor.

4. StockAI

Bu araç sayesinde kısa süre içinde içeriğiniz için çarpıcı ve yüksek kaliteli grafik ve fotoğraflar ekleyebilirsiniz. Herhangi bir grafik tasarım deneyimi olmadan bloğunuz, web siteniz, vs. için istediğiniz tarzda görseller yaratabilmeniz mümkün.

5AI. Image Enlarger

Fotoğraflarınızı büyütmenize, kaliteli hale getirmenize, temizlemenize olanak veren bir AI aracıdır. Fotoğraflarınızdan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayan birtakım özellikler sunar:

Çözünürlük geliştirme: Fotoğrafların kalitesini bozmadan çözünürlüğünü artırır.

Defog: Duman veya pus gibi istenmeyen görüntüleri fotoğraflardan kaldırır.

Rötuş: Fotoğraflardaki renk hatalarını ve diğer küçük kusurları düzeltir.

6Sembly

Sembly, dikkat dağıtıcı şeylerin varlığı nedeniyle endişeye kapılmadan not almanıza yardımcı olabilecek bir deşifre hizmetidir. Ses kayıtlarınızı otomatik olarak metne dönüştürür dolayısıyla yanlış anlamaları önlemek ve tüm iletişimin açık ve net olmasını sağlamak için çok faydalı bir araçtır.

7Browse AI

Herhangi bir web sitesinden veri çıkarmanıza ve pazar araştırması yapmanıza olanak sağlayan bir AI aracıdır. Ayrıca, ürün veya hizmetlerinizle ilgilenebilecek potansiyel müşterileri belirleyebilir.

8. Murf.AI

Murf.ai, metninizi insan sesine dönüştürebilen bir yazılımdır. Siz metninizi yükledikten sonra uygulama cümlelerinizin yapısını analiz edecek ve oldukça doğru olan yeni bir ses oluşturmak için AI algoritmalarını kullanacaktır.  Bu özellikle ilgi çekici sesli kitaplar oluşturmak isteyen yazarlar için mükemmel bir araçtır.

9. Synthesia

Synthesia, metinden profesyonel videolar oluşturmaya yarayan bir platformdur. Videolarınızı daha etkileyici hale getirmek için ses efektleri ve müzik de ekleyebileceğiniz uygulama profesyoneller için tasarlanmış olsa da sorunsuz bir video oluşturmak isteyen herkes tarafından kullanılabilmektedir. Metin dosyanızı yükledikten sonra Synthesia profesyonel görünen bir animasyon videosu oluşturarak tüm işi halledecektir.

10. Super Meme

Bu AI destekli araç çeşitli şablonlar ve temalar arasından seçim yapmanızı veya kendinizinkini oluşturmanızı sağlar.

 

Özellikle amatör blogcuların ve yeni başlamış olanların kafasındaki en büyük soru işareti günlük gireceğiniz içerik adetinin ne olması gerektiğidir. Kimse boşa kürek çekmek istemez Çektiğiniz bu küreklerin sonucunda yazınızı okuyan insanların olmasını istersiniz. Hatta blogunuzdan ufak bile olsa gelir elde etmek istersiniz. O halde içerik konusunda daima bir şeyleri doğru yapmanız gerekiyor demektir. Bloglarda içerik girme sıklığını belirleyecek aslında en önemli faktör yine kişinin kendisi, yani blogun yazarıdır. Hemen aşağıda okuyacağınız başlıklar size blogunuza ne sıklıkla içerik girmeniz konusunda kesinlikle yardımcı olacaktır.

SEO için mi sıklık ayarı yapılmalı blogunuz için

SEO’nun bloglar için ve hatta tüm internet siteleri için olan önemi hiç şüphesiz çok büyük. Fakat, arama motorlarının bizden asıl bekledikleri de sade ve tamamen hilesiz, hurdasız olmamızdır. O halde arama motorları da aslında bir yerde bizden ziyaretçileri düşünmemizi istiyor öyle değil mi? O halde ilk olarak blogunuza her gün içerik girme gibi bir zorunluluğunuz olmadığını aklınıza sokun.

Blogunuzun konusunu göz önünde bulundurun

İçerik sıklığınızı belirlerken blogunuzun konusunu göz önünde bulundurun. Eğer gerçekten de çok sık güncellenen bir alanda blogunuz varsa o halde sizin günde en azından bir içerik yayınlamanız şarttır. Şöyle ki örneğin bir teknoloji blogu açıyorsunuz ve bu teknoloji blogunun çok daha iyiye gitmesini istiyorsunuz. Günde onlarca içerik gerin web sitelerini düşünürsek eğer o halde sizin de en azından günde bir içerik girmeniz gerekir.

Daha az güncellenen bir alanda hizmet veriyorsanız, ziyaretçilerinizi gerçekten doyurabilmek asıl önemli kriteriniz olmalıdır. Yani, gidip her gün bir içerik yayınlamak eğer sizi gerçekten yoruyorsa 2 günde bir veya 3 günde bir şeklinde bir grafik tablosu oluşturun. Önemli olan içeriğinizin kaliteli olmasıdır. İlla günlük içerik girmeye odaklanmayın. Siz manav değilsiniz. Fakat günlük en az bir kaliteli içerik girişi yapmak demek bir blogun çok kısa süre içerisinde yükselmesi demektir. Günde en azından bir yazı girişi yapıldığı taktirde ayda 30 farklı birbirinden benzersiz ve kaliteli içeriğiniz olmuş olacak demektir. Buna oranla da haliyle blogunuza çok daha fazla ziyaretçi akışı olacak.

Önemli olan uzunluk değil, sürerliliktir

Çok uzun yazılar her zaman kullanıcıları daha çok doyuracak diye bir şey yok. Siz elinizden geldiğince bilgilendirici yazılar yazmaya çalışın ve blogunuz için bazı tabular edinin. Bu edindiğiniz tabuları uzunca süre yıkmayın. Blogunuza verdiğiniz sözü tutun ve haftada sadece bir içerik yayınlayacaksanız bunu hiçbir zaman sektirmeyin. Böylece sizi sürekli olarak takip eden kullanıcılar da daima sizin ne zaman yeni içerik yayınlayacağınızdan haberdar olabilir.


 


Dilerseniz hadi önce işe blogcuların
 Amerikan Rüyası ile başlayalım… İnternete her gün yüzlerce yeni blog “Merhaba Dünya!” yazısıyla giriş yapıyor. Hepsinin kurucularının hedefiyse aynı; Amerikan Rüyasını yakalamak. Sabah kalkıp, bilgisayarınızın başına pijamalarınızla birlikte geçiyorsunuz ve ilk iş maillerinizi kontrol ederken dün gece size uyurken hesabınıza geçmiş olan paralarınızı kontrol ediyorsunuz. Düşünsenize! Dün gece uyurken bile para kazandınız daha ne olsun!

Şimdi, bu günkü gelirinizi ve hatta muhtemelen yarınki gelirinizi düşlerken bir de kendinize kahve hazırlamayı planlıyorsunuz. İş bu ya, ne tesadüf ki kahvenizi hazırlarken son model akıllı telefonunuza yeni bir bildirim daha geliyor ve bir başka reklam verenin daha ödeme yaptığını görüyorsunuz.

Siz de bir blogla yayın hayatına merhaba derken gerçekten bunların mı hayalini kuruyorsunuz? Üstelik, bir de tek reklam gelir kaynağınız sitenizin sağındaki ve solundaki reklamlar olacakken? Tamam o zaman fena halde yanılıyorsunuz ve düşündüğünüz Amerikan Rüyası sadece rüyadan başka bir şey değil. Neden mi?

Reklamlar Ciddi Bir Blogun Neden Gelir Kaynağı Olamaz?

Çok bir şey yapmanıza gerek yok. Eğer kafanızı biraz kaldırıp, gerçek dünyaya bakacak olursanız profesyonel olarak ciddi gelirler elde eden hiçbir blogun tek ve gerçek gelir kaynağının reklam olmadığını hemen fark edebilirsiniz. Canlı örneklerine buradan değinmek istemiyorum çünkü sizin takip ettiğiniz bloglarla benimkiler tamamen farklı olabilir. Kendiniz deneyin ve ilgi alanınızdaki sektörün lider bloglarının nasıl ciddi paraları tokatladığını bir düşünün…

İşin aslı şu ki; WordPress üzerine temellendirerek kurduğunuz bir blogtan biraz da iki üç içerik hazırlama püf noktasıyla ciddi paralar kazanmanızın imkanı yok. Ne var ki, söz konusu olan Türkiye’deki internet girişimcileri olunca herkesin kafası buna odaklanmış durumda.

Şöyle bir düşünün; artık her 10 kullanıcıdan en az 8’i reklam engelleme servisi kullanıyor. Diyelim ki, en popüler reklam ağı olan Google AdSense’ı kullanacaksınız. Sitenize günlük 1000 kişi girse bile bunlardan sadece 200’ü reklamınızı görecek. Bu 200 kişiden 5 kişi reklamınıza tıkladığındaysa tahmini olarak kazancınız en iyi ihtimalle 3,50 TL olacaktır.

Şimdi tekrardan bir bakalım, tüm bunları yaparak ve sitemizin orasını burasını reklamlarla doldurarak gerçekten istediğimiz rüyayı yaşama imkanımız var mı? Hiç sanmıyorum… Çünkü bundan daha fazlası var. Mesela, sitenizde reklam yayınlamanızın hiçte mantıklı olmayan 13 geçerli nedeni gibi;

#1. Reklamlardan Kazanmak Hızlı Değildir

Bizim geleneksel olarak yapımızda tezcanlılık var. Kim ne derse desin, blogumuzu yayına aldıktan birkaç gün sonra yaptıklarımızın karşılığını almaya başlamak istiyoruz. Lakin blog ve reklam dünyası böyle bir şey değil.Tıpkı yukarda da örneğini verdiğimiz gibi, sadece reklamlardan kazanmanız için gerçekten çok ciddi trafiğe sahip olmanız lazım.

Yoksa 2.000 – 3.000 tekil bloglarla en fazla kazandığınız paranız kira masraflarınızı çıkartabilir. Yalnız evdeki doğalgaz borularını kemirmek ideallerinizin arasında yoksa reklamların size istediğinizi vermesi pek olası şey değil.

#2. Reklamlar Dikkat Dağıtır

Bir blogun en önemli hedefi trafik kazanmak değil, sadık trafik kazanmaktır. Reklamlarsa bunun önündeki en önemli engellerden biri. Kullanıcılarınızın dikkatini çekmek için önce bin dereden su getiriyorsunuz. Sonra bir anda oraya da reklam, buraya da reklam hatta şuraya da reklam derken içeriğin en can alıcı noktalarını reklamlarla dolduruyorsunuz.

Kabul edelim, reklamlar kullanıcıların görmek istemediği ve hatta dikkatini dağıtmak için yaratılmış tablolardan ibaretler. Siz de bunları kullanıcılarınıza sunarak sadece dikkatlerin yönünü değiştiriyorsunuz hepsi bu.

#3. Reklamlar Geri Dönüşüm Katilidir

Kullanıcılarınızı sitenin içinde tutmak için belki milyonlarca farklı şey yapıyorsunuz, sonra da onlara reklamları sunarak sitenizden saniyeler içerisinde çıkıp gitmeleri için oldukça kuvvetli nedenler sunuyorsunuz. Hatta bundan üstüne üstlük bir de keyif alıyorsunuz. Bu işte sizce de bir gariplik yok mu? Eğer reklamlar kullanıcıların bu kadar çok dikkatini çekmeyi başaracaksa sizin geri dönüşümleriniz ne olacak?

#4. Hedeften Şaşıyorsunuz

Blogların açılmasının arındaki temel amacın para olduğunu pek sanmıyorum. Aslında öncelik olarak birçok blog yazarının hedefi kendince bir kitle oluşturmak. Yine de ne var ki, para hırsı ve reklamın baş döndürücü güzelliği bizi bu hedeften şaşırtabiliyor.

Önce kitle elde etmek için her şeyimizi ortaya döküyoruz ondan sonra da “Yok ya, para yoksa ne yapayım kitleyi?” Diyerek elde ettiğimiz kitleyi yine kendi elimizle sonsuzluğa doğru uğurluyoruz.

#5. Yılışık ve Para Meraklısı Gösteriyor

Acı ama gerçek, bloglarınızda yayınladığınız reklamlar sizi hem yılışık hem de para meraklısı gösteriyor. İçeriğin yanına yönüne her tarafı reklamlarla dolmuş olan bir blogun sizinle tanıştığı gibi ilk saniyeden size bir şey satmaya çalışan ucuz ve tekniksiz satıcılardan bir farkı yok.

Gerçek dünyaya dönün, böyle bir satıcıyla tanışsanız ve ilk saniyeden size bir şeyler satmaya çalıştığını deneyimleseniz ne düşünürdünüz? Tepkiniz ne olurdu? Tamam, sanırım şimdi doğru yolda ilerliyoruz.

#6. Patron Artık Siz Değilsiniz!

Blogunuzda reklam yayınlamaya başladığınız andan beri aslında artık siz patron değilsiniz. Bir zamanlar bu blog tamamen sizindi ve istediğiniz her şeyi yapma konusunda tamamen özgürdünüz ancak artık o kadar özgür değilsiniz.

Mesela Google AdSense kullandığınızı düşünelim… AdSense size bunu yapmayacaksın, şunu yapmayacaksın, bunu yapacaksın, bak bunları zaten yapmazsan olmaz diyor. Siz de daha çok kazanmak için bir nevi onun isteklerini yerine getirmeye çalışıyor ve kendi söz hakkınızdan feragat ediyorsunuz.

#7. Reklamlar Sadece Okurların Değil, Senin de Dikkatini Dağıtıyor

Reklam için önce bir hesap oluşturuyoruz, sonra bu oluşturduğumuz hesaptan aldığımız kodları sitemize yerleştiriyoruz. Bu sahneye kadar her şey çok güzel ama bundan sonrası için aynı şeyi söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.

Şimdi, insanların reklamlarınıza neden daha az tıkladığını öğrenmeniz, tıklama oranlarını nasıl artıracağınızı bulmanız gerekiyor. Yani artık zamanınızın neredeyse yarısını da reklamlardan elde edeceğiniz geri dönüşümü arttırmak için kullanacaksınız. Bu arada tabii blogunuza vereceğiniz ilgi ve değer de yarı yarıya düşmüş olacak öyle bir şey var.

#8. Saygınlığınızı Riske Atıyor

Öyle veya böyle bir şekilde blogunuzda bir ürünün veya hizmetin reklamını yapıyorsunuz. Dahası muhtemelen bu ürün veya servis sizin kullandığınız denediğiniz bir şey değil. Tüm bunlara rağmen onların reklamını yapıyorsunuz çünkü karşılığında para alıyorsunuz.

O reklamlardaki firma sizin bir okurunuza düşük kaliteli ürün ya da servis sunduğu vakit bunun sorumluluğu tek başına o firmaya ait olmayacak. Çünkü o adam sizin okurunuzdu ve sizin blogunuz aracılığıyla o reklama erişmişti. Hadi şimdi çıkın bakalım işin içinden!

#9. Blog Reklamları Sitenizin Tasarımını Bozuyor

Doğal yerleşim filan hadi neyse de, daha çok tıklama alacak diye tasarımını alıp yerlerden yere vuran blogculara ne demek lazım peki? Sitenizin aslında belki çok kaliteli bir tasarımı var ama bu tasarımın üzerine gökkuşağı gibi karma karışık reklamlar girdiği anda tasarımınızın da haliyle karizması sarsılıyor.

#10. Blogunuzu Yavaşlatıyor!

Evet! Blogunuzda yayınladığınız her bir reklam blogunuzu bir parça yavaşlatıyor. Buna hele bir de Google AdSense gibi ağır reklamların döndüğü yayın ağlarını ekleyip de düşünecek olursak hiç sormayın gitsin. Neden kullanıcılarınıza blogunuzu terk etmesi için bu kadar çok neden sunmaya bayılıyorsunuz ki?

#11. Birkaç Kuruş için Kullanıcı Kaybediyorsunuz

Gerçekçi olalım, bu kadar çok reklama düştüğünüze göre muhtemelen hedeflediğiniz kazançtan da fersahlarca uzaktasınız demektir. Peki, tüm bu reklamlar size hala istediğinizi sunamıyorsa, birkaç kuruş fazladan kazanmak için kullanıcılarınızı kaybetmek ne kadar mantıklı olabilir?

#12. Saçmalama Özgürlüğünüz Kayboluyor

Bir bloga can veriyor olmanın belki en güzel yanlarından biri de, sahip olduğunuz sınırsız saçmalama özgürlüğüdür. Ne var ki, aldığınız reklamlarla birlikte bir sorumluluğu da üstlenmiş oluyorsunuz. Sonuç olarak artık istediğiniz gibi saçmalayamazsınız. Diyelim ki saçmalamaya başladınız, reklam verenleri ileri gittiğinizde sizi dürter geri kaldığınızda sürter.

#13. Amatör Görünüyorsunuz

Acı ama gerçek! Blogunuzun dört bir yanında bu reklamlar varken profesyonel görünmek pek olası değil. Çünkü profesyoneller bunlar yerine daha farklı stratejiler üzerinden devam ederek para kazanmayı düşünüyor. Siz de profesyonellerin yaptığını sandığı şeyi taklit edip amatör görünüyorsunuz.

Reklam Olmazsa Nasıl Kazanacağız?

Blog dünyasında reklamın iki farklı türü vardır; okurlarına satmak ve okurlarını satmak. Yukarıda bahsettiğimiz 13. Negatif etkinin tümü tamamen okurlarını satmakla alakalıydı. Profesyonel ve ciddi blogcular mı? Onlar okurlarını satmak yerine okurlarına satma tarafında yer alıyorlar. Nasıl mı?

  • Kendileri bir servis sunuyor: Sosyal medya konuları üzerine yazan bir blogcunun sosyal medya eğitimi satmaya çalışmasından daha doğal ne olabilir? Bu adam bu eğitimi satarak hem kendi ilgi alanının kalbini 12’den vurur hem de profesyonelliği dallandırıp, budaklandırma şansına erişir. Değil mi ama?
  • Kitlesine sunabilecek bir ürün geliştiriyor: Bu bir e-kitap, eğitim seti, kahve kupası, konferans bileti veya benzeri bir aksesuar olabilir. Önemli olan bu blogun kitleye sunduğu şeyin faydalı olması ve reklamlardan en az 10 kat daha ikna edici olması. Hem reklam engelleyicilerin durumunu da göz önüne alacak olursak bu son derece makul bir yol gibi duruyor.
  • Başkalarınınkini satmak: Her zaman kendine ait bir ürün veya hizmet olmak zorunda değil. Bazen başkalarının oluşturduğu hizmet veya ürünleri de satmak çok akıllıca bir strateji olabilir. Olamaz mı?

Bunun gibi yaratıcılığınıza kalmış ve gerçekten çok daha kısa sürede reklamlarınızdan daha çok gelir elde edebileceğiniz onlarca yöntem bulunuyor. Biraz da bu işe gönüllüyseniz tamamdır, artık siz de reklamların sahteliğinden kurtulup kullanıcılarınıza ve kitleye gerçek değeri satabilirsiniz!




Biliyorum, internetten para kazanma ile ilgili bugüne kadar bir çok reklam, yazı ve söylenti duydunuz, izlediniz ya da okudunuz.

Ve eminim siz de fark etmişsinizdir ki, internetten para kazanma yöntemleri üzerine yazılan, konuşulan nerede ise tüm yazı ve videolar size gerçek anlamda uzun vadeli ve sağlıklı olarak internetten nasıl para kazanılırı değil de

Daha çok saçma, hiç bir sürdürülebilirliği olmayan, kendinizi geliştirme adına size bir tecrübe ve bilgi birikimi katmayan

Üstüne üstlük de para kazandırma vaadi altında çok cuzi miktarlarla sizi avutmaya ve tatmin etmeye çalışan saçma sapan mobil uygulmalardan (adım atarak para kazan vs…)  gerçek anlamda para kazandırmayan verimsiz yöntemlerden ibaret.

Evet saçma sapan !

Ne demek istediğimi de google’a internetten para kazanmak yazıp, ilk sayfada yer alan diğer tüm içeriklere ve youtube videolarına göz attığınızda çok daha iyi anlayacaksınızdır.

Ancak bu yazı diğer internetten para kazanma yazılarına ve videolarına nazaran çok daha farklı olacak !

Çünkü;

Bu yazımda sizlere internet üzerinden para kazanma adına en sağlıklı sonuçlar alabileceğiniz, en garanti yöntemlerden bahsedeceğim !

Bu yazımda size 2 şey garanti ediyorum !
Hemen altta listelediğim 35 internet üzerinden para kazanma yöntemi de gerçekten para kazanabileceğiniz en sağlıklı ve en garanti yöntemlerden oluşacak.

1- Blog Yazarak

2- Youtube
3- Site Kurarak
4- Instagram
5- DropShipping
6- E-Kitap
7- Anket Doldurarak
8- Google Reklamlarından
9- Tema ve Eklenti Kodlayarak
10- Domain Alım – Satım
11- Niş Bir Blog Açarak
12- Udemy
13- Upwork
14- Backlink Satışı Yaparak
15- Fiverr
16- Viator
17- Makale Yazarak
18- Fotoğraf Satarak
19- Stock Music – Stock Video
20- Kendi Sitenizi Kurarak
21- AirBNB
22- Amazon Mechanical Turk
23- Fiverr Ürünlerini Daha Pahalıya Satın
24- Satış Ortaklığı İle
25- Oyun Skin Alım – Satımı
26- Çeviri Yaparak
27- Freelancer
28- Twentify
29- Online Marketlerde Ürün Satımı
30- Twitch
31- Uber
32- Bionluk
33- SadeceON
34- Appen ve LionBridge
35- Artıway

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Tema Değiş
Boxed Full
Boxed Arkaplan
Site Rengi Değiştir
#007ABE
Blogger tarafından desteklenmektedir.